Glasnost Tipi Yeni Solculuk: Yeni Gorbaçovlar

 





SSCB'nin çözülüşü Destalinizasyon süreci ile başladı. Kruşçev Revizyonizmi, SSCB'deki nitelikli komünist nüfusun ve önderlerinin ikinci dünya savaşındaki kayıpları nedeniyle pasifize edilmiş, bilinci doğal olarak gerilemiş bir halkı avuçlarının içine aldı ve Gorbaçov'a kadar uzanan süreçte ABD Emperyalizmi ile bir arada yaşamanın teorisi ışığında dünyadaki devrimci mücadelelere kör kalan, yer yer onlara karşı propaganda yapar şekilde işbirlikçiliğin yolunu tuttu..

Mao, "revizyonizm burjuvazinin ideolojisidir" dedi. Yani esas olarak Stalin sonrası SSCB'de iktidara geçen burjuvaziden başka bir sınıf değildi. Amacı Sovyetler Birliğinin ideolojik, iktisadi, siyasi gücünü arttırmak değil tam aksine onu baltalamak, eski sistemi geri getirmek, işçileri, köylüleri soymak, baskı altına almak, yük görülen Orta Asya insanlarına eşit imkanları vermek yerine onları uydu devletlere çevirerek uluslararası pazarın içinde konumlanmak, kişisel hırs ve çıkarlar adına her türlü halk kazanımını yok etmek olabilirdi.Nitekim Sovyet vatanını ABD ile uzlaşarak satan, sonra da pişkin pişkin pizza reklamında oynayan Gorbaçov Kruşçevlerin öğrencisiydi. Revizyonizm her zaman sosyalizmden uzaklaşmak ama kapitalizme yakınlaşmak, sonunda burjuva sınıfın emellerini savunmak demektir. 

Oportünizm her zaman emperyalizme kördür. Lenin onunla mücadelenin emperyalizmle mücadeleden kopuk olmadığını söyler.

***

Ülkemizdeki sola bakarsak ondan hem Kruşçev'e hem de Gorbaçov'a dair izler bulmak mümkün. Bir yandan emperyalizmle uzlaşanları, tıpkı Kruşçev gibi en ateşli konuşmaları yaparak onlarla barış içinde bir arada yaşayanları, teorisine kesin bir şekilde başta ABD olmak üzere batı emperyalistlerini düşman olmamayı koyanları açıkça görmek mümkün. Diğer yandan ona benzeyen ve hatta onun ileri bir şekli olarak karşımıza çıkan her şeyi bireyin etrafında toplayan, ekonomik olarak verili toplumsal düzene hiç aldırış etmeksizin, emekçi sınıfları ve onların iktidara yürüyüşünü umursamaz ve hatta yer yer küçümseyip, aldıkları fonlar yüzünden karalamalara çalışanların ortaya koyduğu nitelik Gorbaçov'un pizza reklamında oynadığı, Sovyet işçi ve köylülerini açık pazarın sömürüsüne terk eden bir "öncü" olması bakımından benzeşiyor.

Elbette bu kişiler öncü değildir. Aynen Gorbaçov gibi öncü olma niteliklerini terk etmişlerdir. Öncü olma vasıflarını terk etmeleri 12 Eylül Yenilgisindeki tutumları ile de 1990'lardaki revizyonizme dair görüşlerin sona ermesi, ölmesiyle paralel biçimde de ortadan tamamen kalkmış bu tip solculuk artık emekçi sınıflardan kesin bir "kopuş" gerçekleştirmiş ve yeni dünyanın paradigmasında sözde ilerilikler bulur hale düşmüşlerdir.

Artık tankla tüfekle bir ülkeye girmeyen ama iktisadi, siyasi, ideolojik ve kültürel dayatmalarıyla bir ülkeyi, bir ulusu felç eden emperyalizmde revizyonizm sonrasının liberal solculuğu ilerilikler görmüş, onun akademilerinde üretilen felsefenin, sermayenin emrindeki bilimin kendiliğindenciliğine ya da anti-Marksist yapısına kitleleri tamamen alıştırma, ortalığı emperyalizmin kurduğu, sürdürdüğü sömürü ve çürüme adına ideolojik ve politik mücadele verir hale gelmiştir.  

Bu kişilerin yaydığı propagandalara göre felsefede, bilimde, algılayışta diyalektik materyalizmde ısrar edenler dar kafalı olarak takdim edilmiş, aynı anda emperyalizme karşı ulus ve yurt sevgisinde ısrar edenlereyse şovenist denmiş, laikliği hedonist emeller için değil emekçi sınıfların ilerleyişi adına diyalektiğin ölçü ve koşullarına göre savunanlara, öncü parti anlayışında ya da öncülerin yozlaşmasına karşı kitleleri öncüleştirme rolünü önemseyenlere "beton sol" denmeye başlanmıştır.

Emperyalizmin bir ülkede, bölgede ilerleyişi adına onun teorilerini ve bölgesel amaçlarını ötesini berisini düşünmeden, önlerine bu konduğu için partilerinin içsel dinamiğine oturtanlara demokratik, ilerici sol denmeye başlamıştır. Oysa emperyalizmin ilerleyişi diyalektik bir zeminde her zaman gericiliğin güçlenmesi demektir. İlericilik hiçbir zaman kişilerin hangi değerlerle kendilerini tanımladıklarına bağımlı bir olgu değildir. Emperyalizmi gerileten her hareket ilericiliğin başını çeker. Diyalektikte her şey bir değişim dönüşüm halindeyse bir zamanlar geri konumda olan koşuluna göre, dünyadaki emekçilerin, işçilerin çıkarlarına hizmet eden koşulların ilerleticisi olabilir. Bu bir kesimi ileriyi yapmaya yeter.


 "Yeni solcular" emek hareketinden hem kopuk durumdadır hem de uzlaşma teorileriyle, yeni sömürgeciliğin tatbik ettiği kültürün parçası, maddi kazanç sağlayıcısı, STK'cılık rolünü üstlenmeleriyle hericiliğin kampındadırlar. Sınıfları atomlarına kadar ayırırlar. Ulusun bağımsızlığını ipe sapa gelmez bir biçimde enternasyonalizm adına(gerçekte emperyalizmin getirisi olan kozmopolitizm) paramparça ederler. Bir ulusu küçültecek ne varsa arkasından çıkmanın en solda göründüğünü zannetme budalalığına sahiptirler. Bu bakımdan bu solcular için hainleşmek, bir halkı sırtından bıçaklayanlar olmak artık bir gerekliliktir. 


Bu kişiler için ülkenin en az 60 milyonunu kaplayan Türkler ve onların değerleri tiksinti vericidir. Türk Diline saygı duymazlar, onu emperyalistlerin dilleri ve akademik terimleriyle bozduklarında aydın olduklarının sanrısına kapılırlar,  bir insan Türk olduğunda savunulacak hiçbir yönü yoktur, o zaten avantajlıdır, ölümü ya da trajedisine ses eden bulunmaz. Böyle yapmayı enternasyonel bir ödev zannederler. Devrim yapacaklardır sözde ama bunu küçümsedikleri, hor gördükleri Anadolu'ya rağmen başaracaklardır. Aynısı Müslümanlar için de geçerlidir. Solcunun derdi burjuvazi ile değil dağlarda, ovalarda, fabrikalarda sessizce, bunalım ve sıkıntı dolu bir şekilde çalışanlarladır. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülkesinde emperyalizmle bu kadar fikir birliğinde olan, bu kadar halkın duygularından, düşüncesinden, sıradan ve insani hallerinden uzakta olan bir sol gerçekliği yoktur.  

Bu kişiler için Türk de Kürt de Ermeni de Müslüman da kadın da erkek de sınıfsız, tarihsiz, bir kalıptan ibarettir ve yalnızca emperyalizmin şablonlarıyla anlam kazanabilir. Tüm bu tarihsiz, sınıfsız kimliklerinse merkezinde "insan"; "birey" bulunur.

Marx; “Benim analitik yöntemim insandan değil, ekonomik ola­rak verili toplumsal dönemden yola çıkar…”  diyor. Yeni solcular da insandan yola çıkıyor. İnsansa burjuvazinin hem kendisi hem de dünyayı ve tarihi tanımlarken ezilen sınıfları oyalamak, silahsızlandırmak için kullandığı biricik argüman. Kimlik siyaseti, yukarıdan aşağıya tatbik edilen bir siyaset. Ezilene insanlık potasında bireyselciliği ile birleşebileceğini öğütlüyor.

Yeni solculuk,  insan bedeninin metalaşmasını savunan liberallerin taleplerini sol maske takarak savunabiliyor. Ezilenin kadınına, genç kızlarına onlyfans'ı metalaşmayı öğretiyor. Fuhuşun en eski ve önemli mesleklerden biri olduğunu söylüyor. Bu sol, Sovyetlerin bunu en çürük durumdayken bile savunamadığını otoriterlik vb. argümanlarla bastırıyor. Fuhuşun Gorbaçov sonrasında kadının emek alanlarından uzaklaştırılması ile patladığını yeni nesillere anlatması emperyalizmi var eden ekonomik çürümeye ilerletici olma vasfından dolayı hem de yoğun bir yabancılaşmanın, meta ekonomisine adaptasyonun sonucu. O esasen kadın dediğinde savunduğu kadından öte burjuvazinin ekonomisinin kalıba döktüğü, kâr sağladığı bir ürün.

O solculuk, insana insan olduğu için değil, burjuvazinin dayattığı biçimde insan olanlara değer veriyor. Bu bakımdan metalaşamayanın, tüketilemeyenin,onlyfans mankeni olamayanın, ya da Avrupa merkezli bir görünüşe sahip olmayanın rolü sadece yapmacık bir karikatür gibi  STK'lar boş kalmasın diye ergen eğlencesine dönüştürülüyor. Yeni solculuk ezilenin kanından, terinden, emeğinden faydalanan sermayenin kültür ayağında rol alıp bir çeşit kilise gibi ezilen ve ezenin arasına girmek, bu dünyanın cennet olduğuna inandırmak için var. O aynen Gorbaçov gibi vatanı peşkeş çekmenin, işçiyi bilinçsiz ve silahsız bırakmanın rolünü oynuyor. 

Liberal aktivist Asrın Tok'un Yeni Solcularla örtüşen fikirleri




Yeni Solculuk Bodrum limanlarında her yaz İngiliz erkeklerine seks köleliği yapan bezgin Anadolu kızlarını görüp içi parçalanmayacak bir sol. O halk, insan, vatan sevgisinden uzak. Emeğe ve anti emperyalizme dair her şeyden çok uzakta. Rengarenk bayraklarıyla, orak çekiç'e eklediği cinsel objelerle, çürük teorileriyle, niteliksizliğiyle, küfür ve linçleriyle, küçük burjuvaya has üstünlük sanrısıyla dönüşmeye, kapitalist düzenin hegemonyasının parçası olmaya devam ediyor. Ama aynı zamanda onun hainliğini, hinliğini, sezinleyen sınıfların da bilinci şekilleniyor. Yeni sol her türlü gericiliğin ve çürümenin, lümpenliğin başını çekerken bu çürümeye maruz kalan kitleler de bir sınıf içgüdüsüne sahip oluyor. Henüz bu mücadele bitmedi, Mao bu mücadelenin 10 bin yıl daha süreceğini söylüyor. Tarih sonlanmış, ezen ve ezilenin mücadelesi bitmiş değil. 


                                                                                                                 -Emre Kabartaş 
                                                                                                                   30.06.2021








Yorumlar