ÖDP Çizgisi

 





ÖDP(Devyol), 12 Eylül'den sonra hapishanelerde Lenin ve Stalin'in "barbarlıklarını" öğrendi böylece bünyesine Troçkizmi katmaktan çekinmedi. Emperyalizmin dünyasına sol liberalizmle entegre oldu. Yarattığı ideolojik tahrifat büyük sermaye ile onu uzlaştıran bir çizgiye çekti.
ÖDP için Lenin ve Stalin'le birlikte emperyalizm de anlamını kaybeden bir olgu oldu. Bu ÖDP'yi her türden marjinalin partisine çevirdi. 12 Eylül'ün şiddet, tecrit ve işkence ile biçimlendirdiği, edilgen hale getirdiği herkes bu yola girdi.
ÖDP, "aşk ve devrimin" partisi şiarıyla kasabalarda, şehirlerde üretim ilişkilerinin dışına itilmiş küçük burjuva bohemliğine dayanmaya çalışan bir romantizmi sola kazandırdı. ÖDP, sınıfla bağları kopartmanın hattını bu bohemlere ve her türden marjinale alan açarak başardı.
ÖDP, kimlik siyasetini yükselten, Avrupa Birliği entegrasyonunu hızlandırmaya çabalayan büyük burjuvazinin sözcülüğünü üstlenmekten çekinmedi. ÖDP Solculuğu bu anlamda işçiye, köylüye, emekçiye kör bir solculuk olarak kendini küçük burjuvaziden var etti.
ÖDP'den gelenlerin anarşizme, Troçkizme ya da liberalizme meyilli olmaları bundan. Onlar Lenin ve Stalin çizgisini terk etmiş, öncü parti anlayışına karşı öncünün tarihsel rolünü inkar eden, Marx ve Engels'in teorisini terk etmişlerin ideolojik tedrisatından geçmiştir.
ÖDP solculuğu demek TUSİAD'ın solculuğu demektir. Türkiye'yi AB ve ABD'nin uydusu halde tutan, bu sayede pazardaki yerini koruyan Koç, Sabancı gibilerin çıkarlarına paratoner olma çizgisini öncü parti, emperyalizm gibi temel kavramları silikleştirerek savunmanın hattı demektir.
ÖDP solculuğu demek TUSİAD'ın meclisteki temsilcisi olan CHP'nin uzantılığı olmak demektir. ÖDP solculuğu demek işçi sınıfına, köylülere bu çizgi üzerinden öncü olamama, onları kandırma ya da siyasetin dışında tutma çizgisi demektir. Küçük burjuvazinin solculuğu demektir.
ÖDP çizgisi demek, Mahir Çayan'ı tasfiye etme çizgisi demektir. O artık kendi örgütünü aşmış, fonlanarak var olabilen, neoliberalizme, emperyalizme karşı yurtseverliği, sınıf mücadelesini, siyasal otorite ve öncü parti kavramını reddeden herkesin çizgisi demektir. ÖDP çizgisi demek, sorunları emperyalizm kavramını ele almadan çözmeye çalışan, kitleleri bunun algılayışından uzaklaştıran herkesin çizgisi demektir. ÖDP çizgisi halkına, vatanına yabancılaşanların, sınıfından "kopuş" yapan bu sayede "birey" olmayı keşfedenlerin çizgisidir. ÖDP çizgisi meclis etrafında çakma bir Die Linke, sokakta ise yavan, kısır, anlamsız bir anarşizm demektir. O sınıftan, halktan değil kimlikten varolmanın, diyalektik yerine idealizmi içselleştirmenin, Marksizm yerine liberalizmi koymaya çalışmanın çizgisidir.
ÖDP çizgisi geçmişi inkar etme, sorumluluk alamama, gevşek örgütlenme, ilkesiz birliktelik, tutarsız beklentilerin çizgisidir. O çizgiden İşçi sınıfının kurtuluşunu inşa edecek dinamizmi doğurtmak imkansız. Çünkü emperyalizmi görmezden gelen, ondan fonlarla yani maddi olarak veya ideolojik olarak beslenerek yaratılmış bir teoriyi kullanarak sınıfa yarar vermek mümkün değil. Emperyalizmin taleplerini sorgulatmayan akılların hepsi ÖDP'nin ideolojik kurgusunda birleşiyor. ÖDP çizgisi kuşkusuz oportünizmin varacağı yere işaret ediyor. Marksizm Leninizm'den olağanca uzaklaşmış, onun baş düşmanı olan Batı Avrupa'ya gözlerini dikmiş, en gericiden en ileriyi gördüğünü iddia eden edilgenlik ÖDP'de biçimleniyor. -Emre Kabartaş 21.06.2021

Yorumlar