Ukrayna’daki İdeolojik Tablo
Herkesin bildiği gibi Ukrayna’da yaşanan Turuncu Devrim bütün Doğu Avrupa’daki gerginliği arşa tırmandırdı ve çatışmalarla dolu bir süreçten sonra Kırım, Rusya tarafından ilhak edildi ve Doğu Ukrayna’daki sanayi ve madem bölgelerinin üzerinde konuşlanan Luhanks ve Donetsk Cumhuriyetleri bağımsızlığını ilan etti. Rusya’nın bu bölgelere açıkça olmasa bile perde arkasından sahip çıktığı herkes tarafından biliniyor. Bu bölgelerdeki Rus Ayrılıkçılığına karşılık Ukrayna da resmi ordusunun yanında savaş suçları işleyen bir tür Neo-Nazi örgütlenmesi olan Azov Tuburu ve türlü paralı asker toplulukları ile elde tuttuğu bölgelerde tuhaf bir savaş yürütüyor.
Azov Taburu, NATO bayrağı ve Nazi Almanyası Bayrağı ile görülüyor. |
Sovyetler Birliğini içten dağıtan modern revizyonizm Ukrayna, Rusya, Kazakistan gibi ülkelerde kendi kendisini Beyaz Muhafızlara dönüştürerek adeta kendi oligarşileri adına düşünmeden insan öldüren, muhalif avlayan, her türlü demokratik fikre ve ilericiliğe zincir vurmaya çalışan zorbalara dönüştü ve ortaya bugün Neo-Nazilerin, Ortodoks Patrikhanesinin etkisine, ideolojik ve askeri zorunu çıkarttı. Artık örneğin Ukrayna’da Lenin ve Stalin alıntıları yapmak suç.[1]
Aynı şekilde Ukrayna’nın Oligarşisi o kadar anti komünist bir ruh haline bürünmüş ki Rusofobi ile komünizm’in, Büyük Vatanseverlik Savaşının simgelerini bir bütün haline getirerek onları ülkenin tarihini baştan yazmaya kalkıyor, o simgelerle savaştığında yoksulluk ve savaş tehdidi ve dolayısıyla mülteci olma tehdidi altındaki Ukrayna işçi köylülerine, emekçilerine kendi çıkarları için ülkelerini ABD ve AB’nin açık pazarı yapmaları karşılığında ülkelerini Rusya ile büyük bir savaşın sahasına dönüştürmelerini unutturabileceklerini sanıyorlar. Belki de şimdilik Ukrayna işçilerine karşı emperyalist basının oyalamacaları ile bu yönde bir başarı kazanmışlardır da. Çok uzatmaya lüzum yok. Ukrayna, Rusya’ya karşı her türlü gerici, faşist özneyi, tarihsel utancı parlatıyor. Ukrayna Egemenleri, Rusya’ya karşı topraklarını müdafa ettiklerini söylese de aslında ülkelerinin büyük tarım arazilerini, madenlerini, finansal kaynaklarını AB ve ABD’ye açmak, bunu yaparak zenginleşmek için ABD’nin nihai düşman olarak gördüğü Rusya’ya karşı kendilerine verilen işbirlikçilik yoluyla kendi halklarını ateşe atma misyonunu yerine getiriyorlar.
Ukrayna ABD-AB tarafından Nazizmin kuluçka merkezi haline getiriliyor. Ukrayna Halkının gerek iç savaşta Beyaz Orduya karşı verdiği mücadeleler, gerekse de İkinci Dünya Savaşının Nazi Ordularının yıkıp geçtiği bir bölge olması umursanmadan Ukraynalı egemenlerin isteği ve emperyalizmin desteğiyle dönemin Nazi işbirlikçilerinden olan Stephan Bandera gibi alçaklar kitlesel olarak anılıyor. Ukrayna Halkının emekçi yığınlarının Nazizm’e ve Beyaz Orduya karşı verdiği mücadeleler tarihi unutturulmak isteniyor. Rus yayılmacılığı ile Ukrayna’nın kendi kaderini tayin hakkını koşulsuz şartsız tanıyan Lenin eşitlenerek adeta gericiliğe alan açılıyor ve bu elbette ki ABD uşağı olmuşların genel çarpıtmalarından, kendi halklarına, atalarına ihanetlerinden başka bir şey de değil.
17 yaşında canice ve kalleşçe katledilen Vadim Yoldaş… |
Ne yazık ki Maydan olaylarında ilk hedef komünistler oldular. Ukrayna faşistlerinin Ukrayna Komünist Parti binasını kundaklamaları sonucu yaşamını yitiren genç yoldaş Vadim bunun en talihsiz örneğiydi. Batı fonları ile örgütlenmiş feministler, Neo-Naziler, liberaller kolkola girip hem seçilen meşru hükümeti devirdiler hem de işçi temsilcilerini, komünistleri hedef alarak adeta karşı devrimin Ukraynasını zorla tatbik ettiler. Yine bu kesimlerin insanlığa karşı suç işledikleri, diri diri yakma olaylarını tarih yazdı örneği Odessa’da bir belediye binasını yaktıklarında 48 kişiyi aynen bizim ülkemizdeki Madımak katliamında olduğu gibi gaddarca öldürdüler. Gözlerini kan bürümüş bu kesimlerin tarih önünde hiçbir zaman haklı olamayacakları açıktır.
Bugün neoliberalizme ait olan bir çok kavram ve aktivizmin emperyalizm ve faşizme nasıl alet olabileceğini bizlere en iyi Ukrayna gösterir. Nasıl mı?
Odessa’da diri diri yakılan insanların önünde poz veren Femen aktivisti. |
2 Mayıs 2014 tarihinde, Ukrayna’nın Odessa kentinde Rusya karşıtı ve anti-komünist faşist gruplar, kentteki sendika birliği binasını ateşe vermiş, çıkan çatışmalarla da birlikte toplam 48 kişi katledilmiş, 250'nin üzerinde kişi yaralanmıştı.
Ukrayna’daki Gericiliğin Kısaca Tarihsel Arkplanı
Nazilerin Ukrayna’ya göz dikişi, Holodomor Yalanı ve Troçkist İhanet ile Günümüzün Gerçeklerini Yorumlamak
Pek bilinmese de Nazi Almanyası gözlerini Ukrayna’nın geniş tarım arazilerine, madenlerine, limanlarına ve boş alanlarına dikmiş bu Slav ülkesini bir Alman toprağı yapmak adına burayı Lebensraum (Almanlar İçin Yaşam Alanı) yapmak yani kolonizasyona sokmak adına planlar yapmaya, dezenformasyonlar geliştirmeye, Ukrayna’daki ve Sovyetler içindeki işbirlikçiler, Troçkistler, Buharinciler ile iletişime geçmeye başlamışlardı bile. Ama bunun yanında Holodomor Yalanını Amerikan Basınından kendi yandaşları olan gazeteci William Randolph Hears kanalıyla dünya basınına yaymışlar ve Ukrayna’nın adeta Naziler tarafından işgaline gerekçeler uydururcasına uzun vadeli planlarını yapmışlardı.
William Randolph Hearts 1930 ve 40’lı yılların en büyük basın tekeliydi. Aşırı milliyetçi-anti komünist ve sıkı bir muhafazakardı. Hitler’in yakın arkadaşı olan Randolph, Hermann Goering’in verdiği sahte kara propagandalarla, Ukrayna kıtlığı efsanesini yaymıştır. Bu yalanlar Sovyetler Birliğinin ikinci dünya savaşında edindiği prestij karşısında dezavantajlı olan ABD ve Batı tarafından Nazi uydurmacası mı değil mi demeden kabul görmüş, kabul gördüğü gibi bugünkü siyasetlerinin jeopolitik arka planında bir tür ideolojik yeniden üretim ve dayanak haline getirilmiştir. Daha detaylı okuma yapmak adına buraya koyacağım linke göz atmak okuyucularım için oldukça iyi olacaktır.
Pek bilinmese de Nazi Almanyası gözlerini Ukrayna’nın geniş tarım arazilerine, madenlerine, limanlarına ve boş alanlarına dikmiş bu Slav ülkesini bir Alman toprağı yapmak adına burayı Lebensraum (Almanlar İçin Yaşam Alanı) yapmak yani kolonizasyona sokmak adına planlar yapmaya, dezenformasyonlar geliştirmeye, Ukrayna’daki ve Sovyetler içindeki işbirlikçiler, Troçkistler, Buharinciler ile iletişime geçmeye başlamışlardı bile. Ama bunun yanında Holodomor Yalanını Amerikan Basınından kendi yandaşları olan gazeteci William Randolph Hears kanalıyla dünya basınına yaymışlar ve Ukrayna’nın adeta Naziler tarafından işgaline gerekçeler uydururcasına uzun vadeli planlarını yapmışlardı.
William Randolph Hearts 1930 ve 40’lı yılların en büyük basın tekeliydi. Aşırı milliyetçi-anti komünist ve sıkı bir muhafazakardı. Hitler’in yakın arkadaşı olan Randolph, Hermann Goering’in verdiği sahte kara propagandalarla, Ukrayna kıtlığı efsanesini yaymıştır. Bu yalanlar Sovyetler Birliğinin ikinci dünya savaşında edindiği prestij karşısında dezavantajlı olan ABD ve Batı tarafından Nazi uydurmacası mı değil mi demeden kabul görmüş, kabul gördüğü gibi bugünkü siyasetlerinin jeopolitik arka planında bir tür ideolojik yeniden üretim ve dayanak haline getirilmiştir. Daha detaylı okuma yapmak adına buraya koyacağım linke göz atmak okuyucularım için oldukça iyi olacaktır.
Polonya’nın Nazi işgalinden hemen önce Troçki, Ukrayna’nın SSCB’den ayrılması ve Sovyetler Birliğine karşı isyan lehinde tartışmaya başlamıştı.
Öyle ki adeta Troçki de Almanlar adına Sovyetler Birliğinde karşı devrimi tertiplemeye çalışırken Ukrayna topraklarında yandaşlarına geniş tavizleri vereceklerinden bahsetmiş ve bunu dayatmıştı.[2] Troçki, Polonya İşgal edilirken Ukrayna’nın kendi kaderini tayin hakkını gündeme taşıyor ama aynı zamanda Goebbels yönetimindeki Nazi propaganda bakanlığı, Ukrayna’da Bolşevikler tarafından yapıldığı iddia edilen bir soykırım yaygarası başlatıyordu; aşağı yukarı bu dönemlerde Naziler SSCB’de köylülerin sosyalizmi kabul etmeye zorlamak için Stalin tarafından yapay olarak korkunç bir kıtlık yaratıldığı iddia ediyorlardı. Nazi kampanyasının amacı, uluslar arası kamuoyunu Ukrayna’nın Alman orduları tarafından “kurtarılmasına” hazırlamaktı. Yoğun çabalara ve İngiliz basınında çok sayıda propaganda metni yayınlanmasına rağmen, Ukrayna’daki sözde ‘soykırım’ hakkında nazi yaygarası dünya ölçeğinde başarıya ulaşmadı. Bu yardım onlara üstte bahsettiğimiz ABD’li gerici basın tekeli William Randolph Hearts’ten geldi.
Yani Ukrayna gibi büyük bir tarım, maden ülkesini ele geçirmek için Naziler ellerinden geleni yaptılar. Troçki ve Troçkistler bunun piyonu olduğu gibi dünya gericiliği de anti-komünizm uğruna bu yalanın parçası oldu. Bu yalan bugünkü gericiliğin, anti komünizmin, savaşın ideolojik kaynağını teşkil ediyor. Troçkistler, sırf Stalin karşıtı olduğu için bugün Sağ Sektör’ün dayandığı “UPA” gibi işbirlikçi, pogromcu örgütleri de savunmuştur bunu da belirtmekte fayda var.
Günümüz
Bugün dünkü gibi tek başına Almanya olmasa da ABD’nin başını çektiği emperyalist kamp için Ukrayna bölgesi batı tekellerinin iştahını kabartıyor ama bundan öte Rusya ile girişilen jeopolitik mücadelede, savaş kışkırtıcılığında, gerileyen ve doğu ülkelerinin yükselişi karşısında bu geniş verimli ovalara sahip ülke adeta oluk oluk kanın döküleceği, halkın telef olacağı, olmaya itileceği bir coğrafya olarak görülüyor.
Rusya’nın ordusunun büyük bir kısmını Ukrayna sınırına yığdığı koşullar sadece Ukrayna halkını değil, tüm dünya halklarını ilgilendiriyor. Çünkü gerileyen, Çin Halk Cumhuriyetinin hegemonik güç olmaya aday olduğu dünyada çaresizleşen ABD emperyalizmi saldırgan eğilimleriyle öne çıkmaya çalışıyor. Kendisini böyle sağlama almaya çalışıyor. Bugün Rus-Ukrayna savaşına NATO ülkeleri yandaş olmaktan yana değil. Örneğin Almanya, Fransa ve Türkiye gibi büyük güçler Rusya ile aralarını bozmak istemiyorlar. Ancak ABD ve İngiltere bloğu böyle bir savaşı tahrik etmek adına ellerinden geleni yapıyorlar. Şüphesiz Ukrayna’da yaşanan bir zafer Rusya’nın prestijini yükseltecektir. Dahası böyle bir gerginlikten galip ayrılan taraf kendi konumunu pekiştirecektir de. ABD’nin ikinci dünya savaşından bugüne prestij kaybı yaşadığı bir gerçek. Yine aynı şekilde revizyonist SSCB bloğunun dağılmasından sonra ABD’li jeopolitikçilerin iddia ettiği gibi 21.yy’ın Amerikan Yüzyılı olmadığı da bir gerçek. Hatta görüyoruz ki 21.yy’ın ilk çeyreğinde Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu dünyada üç kutup oluşturmuş durumdalar. Dünya yeniden tekelci kapitalistlerin ellerinde kamplaşıyor ve yeni savaşlar, yeni türden savaşlar dünya halklarının emekçilerini, yoksullarını bekliyor. Ne tek bir kutup, ne tek bir dünya devleti, ne de tek bir hiper emperyalizm düzeninin olmadığı ve olamayacağını söyleyen, Kautsky’yi eleştiren Lenin’in emperyalizm tezi kendisini sürekli doğruluyor. Emperyalizm bir kavram olarak var olmaya devam ediyor. ABD veya Batı, Rus ve Çin etkisi karşısına savaş tamtamlarını çalan aktörleri ile dünya halklarını yoksulluğun, açlığın, kan revan bir ölümün içine atma halini bir savunma mekanizması yapmaya çalışıyorlar.
Ukrayna bugün de büyük bir tarım ülkesi. Kuşkusuz ki Ukrayna’da üretilen buğday dünyada önemli bir yer tutuyor. Ukrayna’daki gerilimin büyümesi sadece Ukrayna’nın ürettikleri üzerinden değil, Rusya, ABD, AB, Çin, İngiltere gibi büyük güçlerin de dünya piyasalarındaki rollerini olumsuz etkileyeceği için büyük bir üretim krizini tetiklemesi olası. Dahası bu bölgede yaşanabilecek bir NATO-Rus savaşı eğer böyle bir şey olursa tarihin görmediği kadar büyük bir savaşı tetikleyebilir. ABD ve İngiltere, Türkiye, Fransa ve Almanya’nın aksine bunu tetiklemek, kendi hegemonyalarını sağlama almak için dünya halklarını büyük bir kaosun içine atıyorlar. Görülüyor ki eski SSCB’den arta kalan ve NATO’ya giren ülkelerden başka kimse gerçekten bu savaşı istemiyor.
Savaş gerçekleşirse ve Rusya bu savaşı kazanır, ABD ve İngiltere’nin acziyeti ortaya çıkarsa batı emperyalizmi büyük bir prestij kaybı yaşayacak, dahası Rusya, AB’de bir çok sempatizan kazanacak, tutucu-otokratik belki Nazist partiler AB’yi içten parçalayacak veya Rusya’nın eksenine sokacak hamlelerle yükseleceklerdir. Ancak Ukrayna bu kadar kolay bir şekilde düşerse ABD neyi kaybedeceğini bilmektedir. Kendisini küçük düşürmemek, gücünü kaybetmemek için söylevde ve eylemde saldırgan olacağının sinyallerini Biden vermektedir. Böyle bir savaşta Rusya’ya fazla kayıp verdirmek, onu Ukrayna’dan püskürtmek gibi bir şansı olursa bundan bir an bile vazgeçmeyecek, üzerine yürüyecek, AB’de etkisini koruyup arttıracak ama aynı zamanda Çin Halk Cumhuriyetin karşı gücünü Pasifik Üzerindeki olası bir gerginlik konusunda ispatlayacaktır. ABD, Karadeniz’de aktif bir güç olmak istemektedir. Rusya ise NATO’yu Karadeniz’de istememektedir.
Belirtmek gerekiyor ki bu savaşı görünüşte kim kazanırsa kazansın mutlaka gericiler kazanmış olacak. Çünkü cephelerde yitip giden komünistler de faşistler de aslında kendilerinden daha büyük bir ekonomik ve askeri gücün saha elemanlarından fazlası değiller. Ne kurulabilecek olan Novorusya devleti ne de bugün işbirlikçi oligarkların elinde bir kukla durumuna düşmüş Ukrayna gerçekten halkın temsilcisi durumundadır. Ukrayna kendi kederini tayin edemeyen, etmesi umursanmayan, ezilen ve halkı kandırılan, oyalanan, ateşe atılan bir ülkedir. Leninizm’e sırt çeviren, onu bastıran, yasaklayan Soros destekli post modern gericilik bugün yarattığı tabloyla adeta Turuncu Devrimin lanetini gözler önüne seriyor. jeopolitik olarak Doğu ve Batının kıskacına alınmış, büyük tekellerin savaş oyunlarının içinde mantıksız bir trajedinin kolları arasına girmiş bu ülkenin talihsiz halkının önündeki bu halkın kendi topraklarında uğradığı ihanet, tehdit, aldatmaca gözler önünde duruyor. Ukrayna acılarla dolu bir ülke. Onurlu bir kurtuluş imkanı bu koşulda var mıdır bilinmez. Ancak bize ne olmamamız gerektiğini, bizi saran tehdidi her yönüyle erkenden açık eden çelişkileri barındırması bakımından üzerinde düşünülmeye gerçekten değer bir ülke. Umut edelim ki Ukrayna işçileri, köylüleri daha böyle bir savaş patlak vermeden kendi gerici hükümetlerini devirip dünyayı ikinci dünya savaşında kurtardıkları gibi kahramanca kurtarsınlar. Ne Ukrayna halkı ne de başka bir halk gericiliğin, faşizmin ve emperyalist baskı ve istismarın kurbanı olmayı hakketmiyor.
Kahrolsun faşizm ve emperyalizm, yaşasın tam bağımsız ve sosyalist, demokratik Ukrayna demek ne kadar şuan için gerçekçi olmayacaksa da bu hedefi kuşanan birilerinin olduğu, sosyalizmi kuşanan Ukraynalı veyahut Rus yoldaşlarımızın gerçekleri kendi hükümetlerine karşı haykırabilecekleri günlerin gelmesi umuduyla… Şimdilik bu kadar olsun.
13.02.202 -Emre Kabartaş
Öyle ki adeta Troçki de Almanlar adına Sovyetler Birliğinde karşı devrimi tertiplemeye çalışırken Ukrayna topraklarında yandaşlarına geniş tavizleri vereceklerinden bahsetmiş ve bunu dayatmıştı.[2] Troçki, Polonya İşgal edilirken Ukrayna’nın kendi kaderini tayin hakkını gündeme taşıyor ama aynı zamanda Goebbels yönetimindeki Nazi propaganda bakanlığı, Ukrayna’da Bolşevikler tarafından yapıldığı iddia edilen bir soykırım yaygarası başlatıyordu; aşağı yukarı bu dönemlerde Naziler SSCB’de köylülerin sosyalizmi kabul etmeye zorlamak için Stalin tarafından yapay olarak korkunç bir kıtlık yaratıldığı iddia ediyorlardı. Nazi kampanyasının amacı, uluslar arası kamuoyunu Ukrayna’nın Alman orduları tarafından “kurtarılmasına” hazırlamaktı. Yoğun çabalara ve İngiliz basınında çok sayıda propaganda metni yayınlanmasına rağmen, Ukrayna’daki sözde ‘soykırım’ hakkında nazi yaygarası dünya ölçeğinde başarıya ulaşmadı. Bu yardım onlara üstte bahsettiğimiz ABD’li gerici basın tekeli William Randolph Hearts’ten geldi.
Yani Ukrayna gibi büyük bir tarım, maden ülkesini ele geçirmek için Naziler ellerinden geleni yaptılar. Troçki ve Troçkistler bunun piyonu olduğu gibi dünya gericiliği de anti-komünizm uğruna bu yalanın parçası oldu. Bu yalan bugünkü gericiliğin, anti komünizmin, savaşın ideolojik kaynağını teşkil ediyor. Troçkistler, sırf Stalin karşıtı olduğu için bugün Sağ Sektör’ün dayandığı “UPA” gibi işbirlikçi, pogromcu örgütleri de savunmuştur bunu da belirtmekte fayda var.
Günümüz
Bugün dünkü gibi tek başına Almanya olmasa da ABD’nin başını çektiği emperyalist kamp için Ukrayna bölgesi batı tekellerinin iştahını kabartıyor ama bundan öte Rusya ile girişilen jeopolitik mücadelede, savaş kışkırtıcılığında, gerileyen ve doğu ülkelerinin yükselişi karşısında bu geniş verimli ovalara sahip ülke adeta oluk oluk kanın döküleceği, halkın telef olacağı, olmaya itileceği bir coğrafya olarak görülüyor.
Rusya’nın ordusunun büyük bir kısmını Ukrayna sınırına yığdığı koşullar sadece Ukrayna halkını değil, tüm dünya halklarını ilgilendiriyor. Çünkü gerileyen, Çin Halk Cumhuriyetinin hegemonik güç olmaya aday olduğu dünyada çaresizleşen ABD emperyalizmi saldırgan eğilimleriyle öne çıkmaya çalışıyor. Kendisini böyle sağlama almaya çalışıyor. Bugün Rus-Ukrayna savaşına NATO ülkeleri yandaş olmaktan yana değil. Örneğin Almanya, Fransa ve Türkiye gibi büyük güçler Rusya ile aralarını bozmak istemiyorlar. Ancak ABD ve İngiltere bloğu böyle bir savaşı tahrik etmek adına ellerinden geleni yapıyorlar. Şüphesiz Ukrayna’da yaşanan bir zafer Rusya’nın prestijini yükseltecektir. Dahası böyle bir gerginlikten galip ayrılan taraf kendi konumunu pekiştirecektir de. ABD’nin ikinci dünya savaşından bugüne prestij kaybı yaşadığı bir gerçek. Yine aynı şekilde revizyonist SSCB bloğunun dağılmasından sonra ABD’li jeopolitikçilerin iddia ettiği gibi 21.yy’ın Amerikan Yüzyılı olmadığı da bir gerçek. Hatta görüyoruz ki 21.yy’ın ilk çeyreğinde Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu dünyada üç kutup oluşturmuş durumdalar. Dünya yeniden tekelci kapitalistlerin ellerinde kamplaşıyor ve yeni savaşlar, yeni türden savaşlar dünya halklarının emekçilerini, yoksullarını bekliyor. Ne tek bir kutup, ne tek bir dünya devleti, ne de tek bir hiper emperyalizm düzeninin olmadığı ve olamayacağını söyleyen, Kautsky’yi eleştiren Lenin’in emperyalizm tezi kendisini sürekli doğruluyor. Emperyalizm bir kavram olarak var olmaya devam ediyor. ABD veya Batı, Rus ve Çin etkisi karşısına savaş tamtamlarını çalan aktörleri ile dünya halklarını yoksulluğun, açlığın, kan revan bir ölümün içine atma halini bir savunma mekanizması yapmaya çalışıyorlar.
Ukrayna bugün de büyük bir tarım ülkesi. Kuşkusuz ki Ukrayna’da üretilen buğday dünyada önemli bir yer tutuyor. Ukrayna’daki gerilimin büyümesi sadece Ukrayna’nın ürettikleri üzerinden değil, Rusya, ABD, AB, Çin, İngiltere gibi büyük güçlerin de dünya piyasalarındaki rollerini olumsuz etkileyeceği için büyük bir üretim krizini tetiklemesi olası. Dahası bu bölgede yaşanabilecek bir NATO-Rus savaşı eğer böyle bir şey olursa tarihin görmediği kadar büyük bir savaşı tetikleyebilir. ABD ve İngiltere, Türkiye, Fransa ve Almanya’nın aksine bunu tetiklemek, kendi hegemonyalarını sağlama almak için dünya halklarını büyük bir kaosun içine atıyorlar. Görülüyor ki eski SSCB’den arta kalan ve NATO’ya giren ülkelerden başka kimse gerçekten bu savaşı istemiyor.
Savaş gerçekleşirse ve Rusya bu savaşı kazanır, ABD ve İngiltere’nin acziyeti ortaya çıkarsa batı emperyalizmi büyük bir prestij kaybı yaşayacak, dahası Rusya, AB’de bir çok sempatizan kazanacak, tutucu-otokratik belki Nazist partiler AB’yi içten parçalayacak veya Rusya’nın eksenine sokacak hamlelerle yükseleceklerdir. Ancak Ukrayna bu kadar kolay bir şekilde düşerse ABD neyi kaybedeceğini bilmektedir. Kendisini küçük düşürmemek, gücünü kaybetmemek için söylevde ve eylemde saldırgan olacağının sinyallerini Biden vermektedir. Böyle bir savaşta Rusya’ya fazla kayıp verdirmek, onu Ukrayna’dan püskürtmek gibi bir şansı olursa bundan bir an bile vazgeçmeyecek, üzerine yürüyecek, AB’de etkisini koruyup arttıracak ama aynı zamanda Çin Halk Cumhuriyetin karşı gücünü Pasifik Üzerindeki olası bir gerginlik konusunda ispatlayacaktır. ABD, Karadeniz’de aktif bir güç olmak istemektedir. Rusya ise NATO’yu Karadeniz’de istememektedir.
Belirtmek gerekiyor ki bu savaşı görünüşte kim kazanırsa kazansın mutlaka gericiler kazanmış olacak. Çünkü cephelerde yitip giden komünistler de faşistler de aslında kendilerinden daha büyük bir ekonomik ve askeri gücün saha elemanlarından fazlası değiller. Ne kurulabilecek olan Novorusya devleti ne de bugün işbirlikçi oligarkların elinde bir kukla durumuna düşmüş Ukrayna gerçekten halkın temsilcisi durumundadır. Ukrayna kendi kederini tayin edemeyen, etmesi umursanmayan, ezilen ve halkı kandırılan, oyalanan, ateşe atılan bir ülkedir. Leninizm’e sırt çeviren, onu bastıran, yasaklayan Soros destekli post modern gericilik bugün yarattığı tabloyla adeta Turuncu Devrimin lanetini gözler önüne seriyor. jeopolitik olarak Doğu ve Batının kıskacına alınmış, büyük tekellerin savaş oyunlarının içinde mantıksız bir trajedinin kolları arasına girmiş bu ülkenin talihsiz halkının önündeki bu halkın kendi topraklarında uğradığı ihanet, tehdit, aldatmaca gözler önünde duruyor. Ukrayna acılarla dolu bir ülke. Onurlu bir kurtuluş imkanı bu koşulda var mıdır bilinmez. Ancak bize ne olmamamız gerektiğini, bizi saran tehdidi her yönüyle erkenden açık eden çelişkileri barındırması bakımından üzerinde düşünülmeye gerçekten değer bir ülke. Umut edelim ki Ukrayna işçileri, köylüleri daha böyle bir savaş patlak vermeden kendi gerici hükümetlerini devirip dünyayı ikinci dünya savaşında kurtardıkları gibi kahramanca kurtarsınlar. Ne Ukrayna halkı ne de başka bir halk gericiliğin, faşizmin ve emperyalist baskı ve istismarın kurbanı olmayı hakketmiyor.
Kahrolsun faşizm ve emperyalizm, yaşasın tam bağımsız ve sosyalist, demokratik Ukrayna demek ne kadar şuan için gerçekçi olmayacaksa da bu hedefi kuşanan birilerinin olduğu, sosyalizmi kuşanan Ukraynalı veyahut Rus yoldaşlarımızın gerçekleri kendi hükümetlerine karşı haykırabilecekleri günlerin gelmesi umuduyla… Şimdilik bu kadar olsun.
13.02.202 -Emre Kabartaş
Yorumlar
Yorum Gönder