Soru; gerçek pratikte eğer Çin devrimi muzaffer olsaydı Sovyet Çin ve Sovyet Rusya’nın ekonomik ve politik ilişkileri üçüncü enternasyonal ya da benzeri bir organizasyon içinde mi muhafaza edilecektir ya da bir çeşit bütünleşik hükümet gerçek anlamda olur mu? Çin Sovyet hükümetinin Moskova ile ilişkileri bugünkü dış Moğolistan ilişkileri ile karşılaştırılabilir mi?
Cevap ; bunun oldukça iki yüzlü bir soru olduğunu varsayıyorum. Dediğim gibi kızıl ordu şu anlık bir hegemonya aramıyor fakat Japon emperyalizmine karşı birleşik bir Çin arıyor.
Üçüncü enternasyonal dünya proletaryasının deneyimlerini tüm dünyadaki devrimci halkların faydası için bir araya getiren öncü bir örgüttür. Ne bir yönetim organizasyonu ne de danışmanlık kapasitesinin ötesinde herhangi bir gücü bulunmayan yapıdır. Yapısal olarak ikinci enternasyonalden farklı değildir fakat içerikte tamamen farklıdır. Fakat kimse sosyal demokratların hükümet kurduğu ikinci enternasyonale diktatör demeyeceği gibi, komünistlerin olduğu üçüncü enternasyonale de kimse diktatör demeyecektir.
S.S.C.B’de komünist parti iktidardadır ancak orada bile üçüncü enternasyonal halkların tümünde birden iktidar gücü yoktur. Benzer olarak aynısı Çin Komünist Partisine de üyesi olmasına rağmen denebilir, Sovyet Çin’inin Moskova ya da komintern tarafından yönetildiğini söylemek manasızdır. Biz kesinlikle özgür Çin’in Moskova’ya teslim olması için mücadele etmiyoruz.
Çin Komünist Partisi Çin’deki tek partidir ve onun galibiyeti tüm Çin için konuşmalıdır. O yalnızca Çinli kitlelerin çıkarları için konuşur ne Rusya halkı için ne de üçüncü enternasyonali yönetmek için. Yalnızca Çinli kitlelerin çıkarı Rus çinlilerin çıkarı ile örtüşürse Moskova’nın iradesine itaat ettiği söylenebilir. Çinli kitleler demokratik iktidar olduğunda ve sosyo-ekonomik açıdan Rusya’daki kardeşleri gibi özgürleştiğinde ortak faydanın temeli genişletilecektir.
Sovyet hükümeti birçok ülkede kurulduğunda uluslararası Sovyetler birliği problemi belki nüksedecektir ve nasıl çözüleceği de ilginç olacaktır fakat bugün ben bir formül önermiyorum , bu bir problem ve önceden çözülemez. Bugünün dünyasında giderek yakınlaşan çeşitli devletler ve halklar arasındaki ekonomik ve kültürel içtenlik gönüllü olarak sağlanırsa böyle bir birlik oldukça arzu edilir olacak.
Açıkçası son derece önemli olan son nokta bu tarz bir dünya birliği ancak asla Moskova’nın emriyle olmadığı şartta her ulus ayrılma ya da girme hakkına mugayir olursa başarılı olabilecekti. Hiçbir komünist aksini düşünmedi aksi taktirde Moskova’nın dünyayı domine etme fikri karşı devrimci ve faşist bir mittir.
Soru ; Çin’deki kızıl hareketin başarısıyla beraber devrim hızlıca diğer Asyalı koloni ya da yarı koloni ülkelerde mesela ; Kore, Çin hindi, Filipinler ya da Hindistan'da olacak mıdır? Çin, dünya devriminin anahtarını mı temsil ediyor.
Cevap ; Çin devrimi dünya durumunun anahtar faktörüdür ve onun zaferi yüreklice her ülkeden insanlar tarafından bekleniyordu özellikle sömürgelerdeki emekçi halklar tarafından. Çin devrimi tamamen iktidar olduğunda sömürge ülkelerinin kitleleri Çin örneğini takip ederek kendi benzer zaferlerini kazanacaklardır.
- Mao Zedung
KAYNAK: https://www.marxists.org/reference/archive/mao/selected-works/volume-6/mswv6_21.htm
Türkçeye Çeviren: Deniz Oner (adenizoner.blogspot.com)
Yorumlar
Yorum Gönder